28 Eylül 2010

civcivlere hiciv...

Koson
Rooster, Hen and Chick under Banana Tree

Chick, much only more quietly, then again only, animal sound, bird, farm sound bite


baykuş, kedicik derken eminim ki civcivlerimiz de geldi geçti aklınızdan değil mi? bir dem her ne demeyeyse hepimize birer civciv! sarısı, karası alacalısı... canım kardeşim serdar o kadar çok severdi ki civcivleri iki güne kalmaz severken severken birden elinde kalıverirdi civcivi! haydi mısır çarşısı kenarına bir sefer daha düzenlenir, bir civciv daha alınır derken çok geçmeden benzerdi akıbeti onun da diğerine! zaten cümlemizinki de yaşamazdı pek öyle biteviye... kimilerimizinkiyse nadiren palazlanır tam tavuk olacakken ortadan kayboluverirdi aniden, ebeveynlerin marifetiylen bilmem gerçi ya acep ne oluverirdi hemen? :)
)O(
emine çiğdem tugay

27 Eylül 2010

kedi sütünü içti mi?

Iwao Akiyama

Animal sound kitten, cat, farm sound bite


b bloğun kapısında mermer basamaklara oturmuşuz, anımsayan var mı acaba kim kimeyiz, kimlerleyiz diye? yuvarlak emaye bir tasın içinde süt... çepeçevre biz ve de yavru kedilerimiz... bir tek serdar'ınki içmiyordu sütünü derken tuttuğu gibi ensesinden daldırıverdiydi kediciğin başını tasın içine pisicik aç kalmasın diye... :)

emine çigdem tugay
)O(

3 kez ardı ardına öterse...


Koson, Scops Owl Over Crescent Moon, 1910-23.


Owl, bird, animal sound sound bite


"3 kez ardı ardına öterse cenaze çıkar evden," derlerdi ya hani... korkuyla sayardık o nedenle baykuş ötüşlerini...
biiir...
ikiii...
eyvah! üç!
peki ya ne olacak şimdi?


çıkardı da üstelik! bir de tuhaf ağır bir koku kalmış çocuk hafızamda doğan apartmanı'ndan cenaze çıktığı o günlerde havada salınan...

yıllar sonra kayınvalidem'den de dinlemiştim benzer bir hatıra... 1930'lardan ve dahi kim bilir zamanın hangi aralığından beri söylene gelirmiş bu hurafe anlaşılan...

"3 kez ardı ardına öterse baykuş cenaze çıkar evden," dediklerinden emirgân korusu sahilinde mukim o çocuk da baykuş öttü müydü üç kez ardı ardına geceleyin, endişeyle hane halkının tek tek yüzlerini incelermiş pür dikkatle... eyvah! acep kim çıkamayacak yarına diye...

tüm bu hurafelere inat ne de çok severim baykuşları... her şeyi görüp işittiklerinden midir, tam bir gece kuşu ve dahi gamlı olduğumdan mıdır yoksa mitoloji'de babası zeus'un başından doğan tanrıça athena'nın alamet-i farikası olmayı hak edecek raddede 'aklı fikri' temsil ettiğinden midir nedir çok ama pek çok severim bilge baykuşları... bilgisayar ekranıma tünemiştir japon stampasından çıkmış biri... sanmayın ki yukarıdaki, onu öyle çoook severim ki o en çocuk halimle kimselerle paylaşamam dahi... :)


emine çiğdem tugay
)O(

owl sound bite

22 Eylül 2010

büyüklerin ellerinden... küçüklerin gözlerinden...


Bayram geldi geçti derken hilafsız içimden de yüz kez geldi geçti ya türlü hengamede bir türlü yazamadım... Evvela büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öperim amma ve lakin asıl niyetim bayramlaşmak değil biz çocukların Doğan Apartmanı'ndaki bayram ziyaretlerini yad etmekti...

Geçenlerde "Bayramlarda apartman mukimleri tarafımızdan hilafsız üçer kez ziyaret olunur, toplanan bayram harçlıkları denkleştirilir; Kuledibi'nde Elyazar'a sefere gidilir; füzeden, mantardan, kızkaçırandan hayli yüklüce bir cephane meydana getirilirdi!" demiştik...

İşte bu bayram ziyaretleri arasında hatırımda yer edenlerden biri Zehra 'Hanım' Teyze'nin bayram kabulüdür. Zil çalınınca Şerife Abla tez çabukluğuyla kapıyı açıp içtenlikle bayramlaşır bayramlaşmaz kapının hemen karşısındaki balkonlu orta salona buyur ederdi. Birazdan Zehra Hanım Teyze iki bastonuyla gelir, eli öpülür derken lütfeder yer gösterirdi. Adam yerine konulup da baş köşedeki koltuğa oturtularak çikolatayla birlikte gümüş tepside kristal kadehle likör ikram edilen bu çocuk işte o vakit gerçekten bayram ederdi! Geçmiş bayramımız kutlu olsun!

Emine Çiğdem Tugay
)O(