Vapurlarımızı Vermiyoruz! kampanyası için kolları sıvadığımız o günlerde (Temmuz 2005) kampanyaya verdiği can-ı gönülden destekle yoldaşımız aynı zamanda da dostumuz olan Cemal Beşkardeş'in 10 parmağında 10 marifet ve dahi 1001 uğraşı içinde derken günün birinde yurtdışında şimdi unuttum bilmem nerede katıldığı bir toplantının öğle yemeğinde yanında oturan bir beyefendiyle havadan sudan açtıkları sohbette söz dönüp dolaşıp da "Nerelisiniz?"e gelince... Cemal Bey, "İstanbulluyum," cevabını verir vermez diğer Beyefendi, "Ben de İstanbulluyum," demesin mi?
Peki ama nasıl? Portekiz nire? İstanbul nire? Şimdi haklı olarak merak edip soruyorsunuzdur zaar siz de... Peki ya bu zat-ı muhteremin bizlerle, Doğan Apartmanı ve çocuklarıyla acep âlâkası ne?
Şöyle...
Efendim meğer Cemal Bey'in o günkü yemekte yanında oturan Beyefendi'nin dedesi, Botton Han'ın (Doğan Apartmanı) vaktiyle sahiplerinden olan Mair Botton imiş! Hani Şubat 1919’da Helbig vârislerinin izâle-i şüyû talebiyle İstanbul İcra Dairesi’nin açık artırmasıyla Helbig Apartmanları'nı (Doğan Apartmanı) satın alıp da 27.9.1929’da binayı 18.800 sterlin bedelle Selânik Bankası’na ipotek ettiren Botton Biraderler, Selânik’te sigara kâğıdı matbaası sahibi ve ithalatçısı Mair de Botton Efendi ve müteahit David de Botton Efendi...
Cemal Bey, İstanbul'a döner dönmez ilk iş heyecanla bendenizi aradı böylelikle... Kulaklarıma inanamadım! Sevinçten yerimde zıp zıp zıpladım! :)
Ve derken günün birinde (13.6.2008) Paulo Botton, nişanlısı hanımefendiyle birlikte çıka geldi! Tünel'de buluşup eski Evlendirme Dairesi'nin yokuşundan aşağıya doğru koşar adım Doğan Apartmanı'nın yolunu tuttuk hep birlikte... (Canan Barım Alioğlu, Cemal Beşkardeş, Paulo Botton ve nişanlısı hanımefendi, Emine Çiğdem Tugay)
Yol boyunca meraklı gözlerle hangi bina büyükbabamındı diye bakınıyordu ki Serdar-ı Ekrem Sokak'ta sağ kolda bir evin kapısına doğru yönelip de yoksa bu muydu derken
karşı sırada diğerinin yanında adeta bir heyyula gibi duran Doğan Apartmanı'nı işaret ettiğimizde gözlerine inanamayarak şaşkınlıktan bayılacaktı az daha!
Apartmana, avluya girişimizi görmeliydiniz mutlaka...
Sıcak mı sıcak bir gün... Başı dönercesine avluyu çepeçevre aşağıdan yukarıya yukarıdan aşağıya sağdan sola soldan sağa hayranlıkla inceledikten sonra çiçekli bahçedeki banklara oturup başladık bir güzel sohbete...
Paulo Botton'un babası ve hala ve amcaları vaktiyle bizlere dahi taş çıkartacak raddede yaramaz olduklarındandır ki sırf avluya oynamaya indiklerinde —ekseriya bir olup diğer çocuklarla kıyasıya kavgaya tutuştuklarından olsa gerektir— cümlesine mukayyet olmak üzere bir mürebbiye tutulmuşmuş!
Evvel zeman içinde Botton Biraderler faslının hikâyesi de tamamlanır tamamlanmaz huzurlarınızda olacak böylelikle...
Cümle eş dost ahbaba selam ve sevgilerimle,
Cümle eş dost ahbaba selam ve sevgilerimle,
Emine Çiğdem Tugay
)O(